Teknolojinin hayatımıza girdiği günlerde cep telefonumuzdaki ekranlar, küçük kareciklerin bir araya gelmesi ile oluşurdu. Daha sonra dokunmatik ekranlar çıktı ve bu ekranlar, oyunu değiştiren unsurlar olarak görünmeye başlandı. Fakat eski veya yeni, tüm ekranlar kullanıcılar için hassas, kırılma veya bükülmelere karşı korunması gereken bir parça oldu. Bugün ise gelinen teknolojide, ekranı bir kağıt gibi bükmek mümkün…
Chicago’da 10 yıl önce bir girişim olarak kurulan Polyera, bu süreyi tamamen ekranları geliştirmeye adadı ve bugün eğilen, bükülen ve sarılarak katlanabilen ekranı geliştirdi. Bu geliştirmeyi yaparken de en büyük zorluk, aslında ekran yüzeyinin bükülmesi değil, ekranın arkasındaki transistörün buna uyumunu sağlamak oldu.
Apple, Samsung LG gibi teknoloji devleri esnek ekranlarla ilgili çalışmalarını sürdürürken, Polyera’nın bu denli hızlı ilerlemesi, teknoloji çevrelerince çok olumlu karşılandı. Polyera’nın CEO’su Phil Inagaki, bugün çevremizde bulunan tüm elektronik aletleri sert bir tuğlaya benzettiğini söylüyor. Ve ‘Ya böyle olmasaydı’ sorusunu sorarak ekran çalışmalarına başladıklarını iletiyor.
Polyera’ya göre, katlanabilir teknolojinin en sık kullanılacağı alan, giyilebilir cihazlar. Bu inanışla Polyera, Wove Band adını verdikleri ve tıpkı bilekliğe benzeyen dikdörtgen bir ekran üretti. Siyah-beyaz bileklik, renkli olmaması sebebiyle çok az enerji harcıyor ve çıkarıldığında gösterişli bir dizayna bürünüyor.
MarketsandMarkets verilerine göre esnek ekranların 2020 yılında 4 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahip olması bekleniyor. Her ne kadar iPhone 6’nın yeni çıktığı sıralar arka cebe girdiğinde bükülmesi bir üretim hatası olsa da; bükülebilir ekranlar, taşınabilir ve giyilebilir cihazlarımızda ileride sıklıkla göreceğimiz özellik olarak kabul görmeye başladı bile…